Ana içeriğe atla

Yapay Düş - İnceleme


Uzun süredir beni içine sürükleyip alıp götürecek, bir aksiyon, bilim kurgu romanı arıyordum. Marslı'dan sonra elime daha kitap almamış olmam da beni hiç düşündürmeden bu kitaba itti. Hikayesi de dikkatimi çekmişti. Hikayeden ziyade de kitabın kabı çok dikkat çekiyordu. Yeşil ve beyaza boyanmış kabı beyaz bir kızın silueti kaplıyor. Yapay Düş, okurken çok zevk alabileceğiniz bir kitap olmasa da, sizi asla sıkmayacağını garanti edebilirim.
Kitabın arka kapağında büyük SPOİLER yediğinizi belirtmek istiyorum. Kitabın önemli noktalarından birini direkt oraya koymuş olmaları belkide heyecan duyacağınız bir kaç konudan biri olan bu önemli olayın tadını tuzunu tamamen kaçırmış oluyor.

Günümüzün fazla ötesinde olmasa da ileri bir zamanda geçen, büyük bir savaşı atlatmış fakat etkilerini hala üzerinden atamamış bir Dünya'da geçiyor konumuz. Ana kahramanımız Ella Shepperd. Kendisi çok zeki ve yetenekli bir kız. Babasını bir terörist saldırısında kaybetmiş, annesi tedavi edilemeyen bir hastalığın pençesine düşmüş. Bu kızı önemli yapan diğer unsurlarda annesi ve babasının çağın teknolojilerini icat etmiş bilim insanları olmas;. nanobotlar ve yapay düş. Kitabın adından da anlayabileceğiniz üzere her şeyin temelinde aslında Yapay Düş yatıyor fakat Nanabotlar da kitabın büyük bir kısmında çok önem arz ediyor. Ella insanların düşlerini girip onları kontrol edebilecek, gizlediği ne varsa beynin en derin noktalarına giderek keşfedebilecek kadar yetenekli biri.

Hükümet Ella'dan bu yeteneğini teröristler hakkında bilgi sağlamak için kullanmak istiyor ve tüm sır zincirleri bu şekilde çözülmeye başlıyor. Kitap sizi hiç tahmin edemeyeceğiniz, defalarca okumanızı gerektirecek noktalara itiyor. Dönen komploları, kimin hangi tarafta olduğunu anlamanız uzun sürüyor. Çünkü her şey birbirine girmiş, ilerleyen noktalar da dost düşman, düşman dost oluyor.

Terörist dediği grup üç ergenden oluşuyor ve başlarında ki çocuk Jack, Ella'nın eski sevgilisi olduğunu iddia etmesi ile işler daha karmaşık bir noktaya geliyor. Ella, Jack'in yapay düş görmesini sağlayarak düşüne giriyor ve Jack'in geçmiş anılarını görmesini izliyor. Bunların doğru olduğunu, Jack'in aslında eski sevgilisi olduğunu öğrenince karmakarışık bir düşünce haline giriyor. Sıkıntı, Jack'in kendisi ile yaşadığı anıların hiçbirini hatırlamaması ve bunlar bir boşluk yerine, farklı senaryolar ile donatılmış anılara olması.

Kitap betimleme konusunda hikayesi kadar iyi. Mekanlar, şehrin detayları, kullanılan teknolojinin ince ayrıntılarını bizlerle paylaşmaktan geri durmuyor. Savaşın geçmişini, nasıl sonlandığını, Dünya'nın şuan nasıl bir terazide dengelendiğini ve aslında hiçbir şeyin görüldüğü gibi olmadığını bize çok iyi aktarıyor.

Kitap okurken dikkat ettiğim en önemli unsur yaşanan heyecanı, aksiyonu kafamda canlandırabiliyor olmamdır. Bu kitapta ki anlatım sayesinde zorluk çekmeden mekanları, karakterleri rahatlıkla hayal edebiliyorsunuz. Özellikle kullanılan bileklik ve nanabot teknolojisini bizzat kullanmış biri gibi canlandırıyor olmak çok daha zevkli oluyor.

Kitabın en sevdiğim, en dürüst bulduğum noktası, gelişen teknoloji ve zenginliğe rağmen hala taşra kesimlerde fakirliğin bile altında ki seviyede yaşayan insanlara, onlara hayvan gibi davranılmasına değmiş olması. Ne olursa olsun Dünya'nın bu ezici sistemi böyle bir gelecekte bile sürmeye devam ediyor.

Hikaye hakkında daha fazla bilgi vermeye gerek görmüyorum. Çok önemli noktaları burada paylaşıp sonra size kitabı okuyun demem çok çok saçma olacaktır. Tabi ben yine zevk alırım diyorsanız bilemem. Ben yine de paylaşmak istemiyorum. Bir bilim kurgu romanında arayacağınız her şeyi veriyor size Yapay Düş. Yinede okuduğum bir çok bilim kurgu romanına göre sizi cidden heyecanlandıran, ne olacak falan filan diye tırnaklarını yedirten bir sürükleyicilik de söz konusu değil. Bunu da belirtmek istiyorum.

Aşk, sevgiye dair detaylar kitapta yer alıyor. Olmazsa olmaz zaten. Yinede Ella'nın ailesine, annesi ve babasına karşı olan sevgisi Jack'e nazaran daha ön plana çıkıyor kitapta. Hatta bir yerde annesine olan sevgisinden dolayı yaşadığı bazı olaylardan dolayı sizde biraz bile olsa etkileniyorsunuz. Ben şahsen azda olsa etkilendim, kızın yaşadığı psikolojik durumu minimal derecede olsa bile anladım diyebilirim.

Kesinlikle okumanız gereken bir kitap mı? Bana göre hayır? Sana göre nedir bilemem. Bana göre güzel ama İngiliççe, Türkçe ne der bilemem, Allah bilir...

Okumanız gereken kitaplar listesinde çok daha önemli eserler varsa bu kitaba zaman ayırmayın. Benim gibi boşlukta kalmış ve okuyacak, zaman geçirecek bir şeyler arıyorsanız asla pişman olmazsınız. Şimdiden iyi okumalar. Kitap okuyana herhalde böyle denir. Yani ne bileyim. Allah zihin açıklığı versin falanda olur herhalde.

Başka bir inceleme de görüşmek üzere...

Yorumlar