Hepimiz çocukken Oz Büyücüsü'nü duymuş, okumuş ve ya sinemaya uyarlanan filmlerini kesinlikle izlemişizdir. Bende kitabı elime ilk aldığımda kapağında ki kocaman OZ yazısından direkt olarak bu hikayeyi anımsadım. Detaylar çok net olmasa da kafamda bir iskelet canlanmıştı. Elbette ciddi ciddi kitapta bu eski masalın ele alınacağını bilmiyordum. Sadece isim benzerliği diye düşünmüştüm.
Ki kitaba başladığınız anlarda da böyle düşünmeye devam ediyorsunuz. Her şey normal, ne büyücü var, ne de sıra dışı şeyler. Bir çiftlik, küçük bir kız, gaddar bir teyze derken sizi cidden dramatik ve kanlı bir hikaye bekliyor diye düşüncelere dalıyorsunuz. Sonra kopan bir fırtına her şeyi değiştiriyor. Kitap daha önce hiç duymadığınız, görmediğiniz ve hatta hayal dahi etmediğiniz bir şekilde Oz diyarını yeniden şekillendiriyor. Daha kanlı, daha acımasız bir dünya olarak okuyucuya sunuyor.
Adam Fawer'a güvenerek aldım bu kitabı. Okurken asla sıkılmayacağımı bildiğim için aldım ve öyle de oldu. Böyle bir masalı bu kadar ilginç sunması, zaten bildiğiniz bir hikayeyi, zaten bildiğiniz o garip dünyayı yeniden keşfetme hissini sizlere vermesi bence fena sayılmayacak bir tecrübeydi. Ortaların da biraz sıkılsanız da sonunda çok güzel topladığını söyleyebilirim. Hatta bu öyle bir toparlama ki, okuduğunuz tüm olaylar zincirine bakış açınızı inanılmaz değiştiriyor ve bir anda şöyle bir ruh haline giriyorsunuz "Heeeee, anladımmmmmmm"
Bir Olasılıksız olmadığı kesin fakat içi bomboş çoğu kitaptan sizi daha fazla eğlendireceği ve içinizi ısıtacağı bir kesin. Bu kitap arkadaşlık, sevgi gibi unsurların kan ve katliam ile bir araya geldiği, Oz Büyücüsü masalına farklı bir yönden bakmanızı sağlayan ve kesinlikle arşiviniz de yeri olması gereken bir kitap.
Ayrıca Adam Fawer'ın kitabın başında sırf Türkiye'de ki okurları için ele aldığı bir teşekkür yazısı da var. Neyse dostlar, kitabın içeriği ile ilgili bir şeyler söylemeye gerek yok. Alın ve okuyun.
Yorumlar
Yorum Gönder