Ana içeriğe atla

The Kid Who Would Be King

Fantastik filmler köşesinde bugün The Kid Who Would Be King, ülkemizde ki adı ile Kral Olacak Çocuk filmini ele alacağız. Blogta böyle bir köşemiz olmasa da bugünlük var olduğunu varsayalım. Film ile de oldukça alakalı bir davranış olacaktır. Çünkü bu filmi izlerken aslında birçok şeyin hiç var olmadığını düşünerek izlemeniz gerekiyor.

Başlangıçta bir çocuk filmi gibi gözükse de izledikçe anlıyorsunuz ki gerçekten de bir çocuk filmi. Bunun dışında yetişkin bir birey ancak ve ancak yapacak hiçbir şey, izleyecek hiçbir dizi ve ya film bulamadı mı bu filme göz atmalı. Bolca klişe ile beraber "anca beraber kanca beraber" mottosunun fazla dramatize edilip çocuksu bir yapıya bürünmesi filmi izlerken bazı noktalarda sıkılıp filmden kopmanıza sebep olabilir.

Film bizlere muhteşem bir hikaye sunmuyor. Tek yaptığı var olan bir hikayeyi oldukça basite indirgeyip günümüze uyarlayarak perdeye aktarması. Referans alınan hikaye tabiki de Kral Arthur, Merlin ve Morgana üçlüsünden oluşuyor. Ana kahramanımız Alex okulun kötü çocuklarından kaçarken izve ve terk edilmiş bir yere girip Kral Arthur'un efsanevi kılıcı Excalibur'u buluyor, saplı olduğu taştan söküp çıkarıyor ve maceramız başlıyor.

Patrick Stewart, yani Merlin film boyunca görünce heyecanlandığım tek karakterdi. Sanırım X-MEN filmlerinden olsa gerek. Adam gerçekten çok yaşlanmış. Onun dışında diğer oyunculara değinmek istemiyorum. Bir avuç çocuk işte. Merlin'e dönersek kendisini film boyunca çokta uzun olmayan kesitler ile görebiliyoruz. Filmin tam merkezinde yer almasa bile hikayeye sağladığı katkı açısından bakarsak ana kahramandan sonra gelen en önemli karakterlerden birisi.

Gel gelelim CGI, görsel efekt ve ya animasyonlara, siz artık nasıl adlandırırsanız. Film görsel efektleri ile sizi şaşırtmayı başarıyor. Ben bu filmi izlerken hiç bu kadar kaliteli sahneler göreceğimi beklemezdim. Yani bir Avangers edası beklemeyin fakat izleyenleri fazlası ile tatmin edeceğine eminim.

Tüm bunlar dışında film aksiyondan ziyade karakterler arasında ki ilişki üzerinden ilerliyor, zaten bir yerden sonra bayan kısmı da bu oluyor. Birbirini sevmeyen insanların bir anda birbirlerine kardeş gibi bağlanması bana çok yapmacık geldi. Sanırım film boyunca sırıtan tek hususta buydu diyebiliriz.

Benim filme puanım 10 üzerinden 5 oldu. Oda sırf bazı sahnelerinde gerçekten çok sıkıldığım için yoksa 6 ve üzeri bir puanı rahatlıkla hak edebilecek bir filmdi.

Eğer izleyecek olursanız, "iyi seyirler."

Yorumlar