Altered Carbon

Zamanımızın ötesinde, teknolojinin getirdiği avantajlar ile yozlaşmış bir Dünya görmek istiyorsanız, Altered Carbon tüm gerçekliği ile her bölümünde sizlere bunu sunmak için hazırda bekliyor. IMDB puanı 8.1 olan Cyberpunk temalı muhteşem diziyi sizlere anlatmak için sabırsızlanıyorum. Cyberpunk türüne meraklı kimselerin kesinlikle göz ardı etmemesi gereken bu diziyi gelin belli başlıklar altında "spoiler" vermeden irdeleyelim.

Hikaye

Dizi 25. yüzyılda, insanların ölümsüzlük ile tanıştığı bir dönemde geçiyor. Omuriliğe takılan bir çip sayesinde beden ölse dahi bilinç farklı bedenlere aktarılarak yaşam döngüsü sürdürülmeye devam ediyor. Ana kahramanımız Takeshi Kovacs'de bu teknolojinin herkes tarafından kullanıldığı uzak bir gelecekte çok zengin bir bürokrat ve ölümsüz olan Laurens Bancroft tarafından tekrar canlandırılıp bir göreve tayin ediliyor. Kahramanımız tekrar yaşama döndüğünde ise bir zamanlar gerçekleşmemesi için mücadele ettiği geleceğe acı bir şekilde şahit oluyor.

Kahramanımızın görevi, kendisini canlandıran bu zengin ve ölümsüz adamın gizemli ölümünü araştırmak. Fakat o bunu yapan ilk kişi değil. Daha öncesinde araştırma yapan dedektifler tek bir sonuca varsa da bunu kabullenemeyen Bancroft bu gizemi türünün son örneği olan bir adamın ellerine bırakıyor. Son Elçi'ye. Yani Kovacs'a.

Karakter Analizi

Takeshi Kovacs oldukça güçlü bir karakter. Geçmişte verdiği mücadeleler flashbackler ile seyirciye aktarılırken, kendisinin ne denli fiziksel ve ruhani zorlukları aştığını rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Onun yalnız ve özlem duyan kalbi, üst düzey askeri eğitimler ve üstüne eklenen ELÇİ vasıfları ile birleşince ortaya bir ölüm makinesi çıkarıyor. Kimse onu kestiremez ve anlayamazken, siz o bakışların altında yatan halis niyeti fark etmeye başlıyorsunuz. Onun tebessümü, onun nefreti de dizi boyunca sizin bir parçanız oluyor. Karakteri o kadar iyi ve yavaş işliyorlar ki, empati yapmanız giderek kolaylaşıyor.

Kovacs kadar derin işlenen başka bir karakter daha yok. Her biri kendi nezdinde farklı bir Dünya olsa da tüm bu karakterler arasında en çok merak uyandıran tek bir karakter daha var ki oda bir yapay zeka. Kendisi Poe, The Raven Hotel'in sahibi. Onu tanıdığınız andan itibaren "Meraklı, yardımsever ve sempatik" bir AI ( yapay zeka ) olduğunu anlıyorsunuz. 

Tüm dizi boyunca içerisinde bulunduğu sahnelerin daha eğlenceli bir hal alması, müşterilerine karşı duyduğu ilginin tam bir anne/baba edası ile sahiplenme dürtüsüne dönüşmesi, müşterilerine sadece müşteri ile gözü bakmaması, insanlara olan merakından dolayı onları irdelemesi, anlamaya çalışması gibi nitelikleri olan bu AI gönlünüzde adeta taht kuruyor diyebilirim. Kesinlikle onun filme kattığı hava için bile bu dizi izlenebilir. Hatta bu AI kendi dizisine bile sahip olabilir. Çok malzeme çıkardı doğrusu. Onun muhteşem oteli ve bitmek bilmeyen merakı üzerinden...

Sinematografi / Görsel Efektler 

Belirtmekte fayda var, bu dizi Netflix'in en yüksek bütçeli dizilerinden biri. Hatta en yüksek bütçeli dizisi bile olabilir. Bunda tam emin değilim. Tek diyeceğim dizide ki koca şehrin ekrana yansıdığı kısımlar dışında sırıtan pek bir şey ile karşılaşmıyorsunuz. Görsel efektler, ya da CGI diyebiliriz oldukça tatmin edici. 

İç mekan tasarımları, ışıklandırmalar, her sahnede içinde bulunduğunuz mekana ayrı bir hava katıyor. Hiçbir bölümünde "25 yüzyılda bunlar mı olamaz ki!" tarzı bir düşünceye kapılmıyorsunuz. Size anlattıkları o berbat Dünya'nın iyi ve kötü yanlarını harika açılar ile tamamlayıp güzel bir sunum gerçekleştirmişler.

Can Alıcı Noktalar

Dizi tahmin edilebilir bir senaryoya sahip değil. Bir yerden sonra neler olacağını kestirmekte zorlanıyorsunuz ve buda her anını daha heyecanlı hale getiriyor. Yani gerçekten kaç dizi bunu başarabiliyor? Her bölümünde farklı bir macera ve ya bilginin sizi beklediğini bilmek o bölüme ayrı bir zevk katıyor! Dizinin en başarılı olduğu noktalardan birisi de bu aslında. İzlemeye doyamıyorsunuz ve sezon finali hiç gelmesin istiyorsunuz çünkü sizi ters köşe yaparak beklenmedik sebep sonuçlar ile karşılaştırıyor.

Elbette dizi sadece aksiyon ve karakterlerden ibaret değil. Ölümsüzlük teknolojisinin toplumda ve bireylerde meydana getirdiği psikolojiyi de ele alıyor. Hem zengin hemde ölümsüz olan şahıslara dizi de "METH" deniyor ve bu insanlara birçok kişi tanrı gözü ile bakıyor. Bu bireylerin sonsuz güç ve hayat içerisinde ne denli sapkın zevkler edinebileceğine, din ve ölümsüzlüğün birbiri ile nasıl çatıştığına, teknolojinin getirdiği avantaj ve dezavantajlara, birini ölümüne sevmenin ve bağlanmanın gerçekte nasıl bir his olabileceğine, insanın kendi yarattığı geleceği yok etmek için nasıl kendinden vazgeçebileceğine şahitlik ediyorsunuz.

ÖZET

İzlemek isterseniz seyir zevkinizi köreltmemek adına es geçtiğim birçok karakter ve hususta var elbette fakat ben olabildiğince kısa bir şekilde bu dizinin neden izlenmesi gerektiğini anlatmak istedim. Bir arayış içerisindeyseniz bu diziye kesinlikle zamanınızı ayırın. İlave olarakta belirtmek isterim dizi de kan ve cinsellik bol bol bulunmakta. Bu tarz konularda hassasiyetiniz var ise izlemeden önce bir kez daha düşünün.

Şimdiden iyi seyirler!