Muhammed Enes Ekinci

Bir çizgi roman uyarlaması ve dizinin arkasında de tabiki de Netflix yer alıyor. Son zamanlar da Netflix inanılmaz atağa geçmiş durumda. Adamlar işlerini mükemmel yapıyor ve dizilerinin hepsi de başarılı, sevilen yapıtlar. Şunu baştan belirtmek isterim. Netflix'in yaptığı çizgi roman uyarlamaları kesinlikle diğerlerine benzetilmemeli. Diğerlerinden kastım, Supergirl, Arrow, The Flash, Lucifer vb. diziler. İşte bu yazım da bu diziyi neden diğerlerinden ayırdığımı umarım sizlere de doğru aktarabilirim. Dizi siyahi bir adamın insan üstü güçleri ile yaptıklarını anlatıyor bize. Elbette olay bu kadar basit değil. Adamımız Power Man , yani Carl Lucas . Harlem sokakların da suç, uyuşturucu, kara para ve çete savaşları yaşanırken berber dükkanında temizlik işi ile meşgul bir adamı tanıyoruz. Oldukça sessiz, içine kapanık bir tip. Babalık diye bir adam daha var. Berber dükkanının sahibi. Kendisi tövbe etmiş, gençlere yol göstermeye çalışan bir rehber, aynı zaman da çokta güzel sakal tı...

Son 10 yıl içerisinde paralel evrenler, zaman da yolculuk, rüya içinde rüya derken bir çok paradoks ve beyin yakan film izledik. Bunların neredeyse hepsi muhteşem yapıtlardı ve izlerken tırnaklarımızı yememize, resmen yaşadığımız dünyadan kopmamıza sebep olmuştu. Yani bende öyle oldu sizi bilemem şimdi. Bu filmde işte onlardan biri. Okunuşu ise sanırsam "iark." Ağır spoiler vereceğim haberiniz olsun. Film de öyle bir film ki, en küçük bilgi tüm heyecanı kaçırabilir. Netflix imzası var filmde her şeyden önce. Bu bile izlemeniz için yeterli bir sebep. Sonuçta adamlar kaliteli işler yapıyor. Onları övmeye gerek yok. Birde yazardan yönetmen falan da bahsetmeyeceğim. Kimse bunları umursamıyor çünkü. Ben zaten ne zaman baksam unutuyorum isimlerini. İsim hafızam da çok kötü ayrıca. Başrol oyuncularımız dan birisi çok tanıdık. Kendisi The Flash dizisinde Firestorm karakterini canlandırmış ve sonra hakkı rahmetine kavuşmuş olan bir abimiz. Robbie Amell. Baştan belirtmek istiyor...

Böyle şekilli bir başlığın ardından ilk olarak şunu belirtmek istiyorum, çok ağır spoiler vereceğim haberiniz olsun. Sonra vay efendim dizinin tüm zevkini kaçırdın vs. gibi şeyler duymak istemiyorum. Bilenler bilir, Flashpoint Paradox çizgi romanın da Barry zamanda geriye gidip annesini ölmekten kurtarmış ve var olan zaman çizgisinin tamamen değişmesine sebep olmuştu. Batman artık Bruce değildi. Superman'i kimse tanımıyordu. 3. Dünya savaşın kapıya dayanmış, kıyamete bir adım kalmıştı ki falan filan Barry her şeyi düzeltti. Kısaca, Barry'nin annesini ölümden kurtarması hiç hayırla sonuçlanmamış, her şey boka sarmış, hatta kendi ölümüne sebebiyet verecek kadar kötüye gitmişti. Dizide de bu yüzden kıyametin kopmasını bekledim. Tamam biliyorum, sinema, dizi ve çizgi roman evrenleri çok farklı ilerliyor. Birebir beklemiyordum ama bu kadar rezalet bir bölüm izleyeceğimi de düşünmedim. Yani her şey çok hızlı oldu. En azından iki bölüm çıkartılacak bir konuyu tek bölümde sikip a...

Telefonda ki dosyalarınızı rahatlıkla yönetmek ve dosya aktarımı yapmak istiyorsanız bu uygulama bunun için biçilmiş kaftan. Wifi aracılığı ile bilgisayarınız ve telefonunuz arasında bağlantı kuruyor ve herhangi bir kabloya ihtiyaç duymadan dilediğinizi yapıyorsunuz. Peki program nasıl çalışıyor? Hızlı bir anlatım ile sizleri bilgilendirelim. Kullanımı çok kolay. Programın Google Play sayfasına ulaşmak için buraya tıklayınız. Yapmanız gereken Android telefonunuza Wifi File Transfer uygulamasını indirmek ve ortak kullandığınız wifi ağına bağlanmak. Ardından programın verdiği adres ile bilgisayarınızda ki herhangi bir tarayıcıdan bu adrese giriş yaparak dosyalara erişim sağlayabilirsiniz. Silebilir, taşıyabilir, dosya aktarımı yapabilirsiniz. Benim bu uygulamayı kullanma sebebim ise ne yaparsam yapayım, hangi bağlantı kablosunu denersem deneyeyim bilgisayarımın telefonu görmüyor olmasıydı. Bu uygulama ile bu sorun tamamen ortadan kalktı. Kablo kullanmadan sadece ortak wifi ağına ba...

Şu şarkı bana eskileri hatırlatıyor, ya da şu filmi izlediğim de o anlar aklıma geliyor. Şu koku beni hep şu güne götürüyor dediğiniz bir şeyler var mı hayatınız da? Benim mesela var. Küçük bir örnek olsun bu sizler içinde. Belki fark etmediniz ama sizlerinde vardır. Çocukken, daha 8-9 yaşlarındayım. O zaman Harry Potter serisi yeni yeni piyasadaydı ve herkes o filmi izler, erkekler Harry, kızlar Hermione olmak isterdi. Benim gibiler de yan karakter ve aptal olarak görülen Ron olurlardı. Neyse... Bir arkadaş grubum vardı. İsimleri bende kalsın, yıllarım geçti onlar ile. Yani bir çocuk için uzun olabilecek türden yıllardan bahsediyorum. Beraber gezdik, öğrendik, izledik, aynı evde kaldık hatta. İşte Harry Potter benim için böyle bir hatırlatıcı. 3. şahıs olarak öz güvenini yitirmiş, içine kapanık küçük bir çocuğu ve onların arkadaşlarını hatırlatan bir unsur. Ne garip değil mi? Demek ki zamanın da kendimiz ile öyle bağdaştırmış olmalıyız ki böyle bir etki bırakmış üzerimde. O an...