Ana içeriğe atla

Kayıtlar

The Babysitter

Sosyal medya bir çok şeye kadir. Tıpkı The Babysitter filmini keşfedip izlemem gibi. Kafanızı boşaltacak, sizi düşüncelerinizden arındıracak, biraz kan ve ve çok az da cinsel şakalar arıyorsanız bu filme vaktinizi ayırabilirsiniz. Son zamanlarda bu tarz filmler moda gibi. İyi başlayan ve sonrasında, aman Yarabbi! Film oldukça stabil ilerlerken " WTF " moduna geçmeniz saliselik bir durum oluyor. Hatta öyle ki o an gözlerinizi kırparsanız " Ne oldu lan? Sahne mi atladım ben " diye kalıyorsunuz. Ben tam o filmin koptuğu sahnede telefona bakma gafletinde bulundum oradan biliyorum. Malum film Netflix imzası taşıyor. İlk başta bu abilerimizin logosunu görmek yüreğimize biraz bile olsa su serpiyor çünkü düşük bütçeli fakat kaliteli işler yaptıklarından çok emin olduğum bir firmadır kendileri. Bu tarz filmleri de çokça vardır. Sağlam senaryoların çok az imkan ile güzel işler çıkartabileceğinin kanıtıdır aynı zamanda. Rahmetli bir arkadaşım bahsetmişti bana bir kaç şe...

İnanılmaz Aile 2 İnceleme

Benim neslimin çok iyi hatırlayacağı filmlerden biri demek isterdim ama bir çoğunun haberi yok. Çevremde ki çoğu insan çok küçük yaşlarda sinema dünyası ile tanışmak yerine sokakta top kovaladığından bu tür filmlere de pek alışkın değil. Benim tek şansım bu film çıktığı dönem bizde sınıfta çok uslu durursak bazı animasyon filmler ile ödüllendirilir, ders çalışmak yerine haftanın belli bir gününde ders saatinde film izlerdik. İşte İnanılmaz Aile'yi de ilk kez o zaman izledim. Ama ben izlediğim de film çıkalı 1 yıl kadar olmuştu. Ben izleyeli yaklaşık 13 yıl, film çıkalı ise tam 14 yıl geçti. Çok uzun bir süre. Bir şeyleri unutmak için oldukça yeterli bir süre. Fakat sinemada film başladığı ilk saniyelerden itibaren sanki o yıllar hiç geçmemiş gibi hissettim. Aksine çocukluğuma, o sınıfa, arkadaşlarıma geri döndüm. Filmi izlediğim ilk anlara... Kaldığın yerden devam etmek tam olarak böyle bir şey olabilir. Konuşacak çok şeyimiz var. Gelin bunları belirli başlıklar altında ele...

Dead Cells İnceleme

Şu sıralar farklı oyun türlerine yönelmişken karşıma çıkan Dead Cells adlı bu muhteşem yapımı sizler ile de paylaşmak istedim. Henüz 6-7 saat oynamış olsam da oyunu sizlere tanıtmak için yeterli bir süre diye düşünüyorum.Oyunumuz 2D platform macera aksiyon türünde bir oyun. Bağımsız bir yapım olduğunu da belirtmekte fayda var. Ayrıca oyunun Türkçe dil desteği de bulunmakta buda yapımcıların güzel bir kıyağı Türk oyuncular için. Ki zaten oyun boyunca fark edeceksiniz ki çok fazla metin de yok gibi. Bu yüzden bir çok dilde çıkartmış olmaları da normal diyebiliriz. Oyunun hikayesi ile alakalı anlatacak pek bir şey yok elimiz de. Birbirine içine girmiş bir çok bölgede karşımıza çıkan yaratıkları kesip, onlardan çıkan rünler ile ana karakterimizi kalıcı olarak geliştirdiğimiz ve diğer geliştirmeler ile de silahlarımızı, kullandığımız diğer araçların özelliklerini, canımızı vs. yükselttiğimiz bir oyun ile karşı karşıyayız. Temel de çok basit. Öldür, topla ve geliştir mantığı üzerine...

Xiaomi Mi 5 İnceleme

Yaklaşık bir senedir Xiaomi 'nin bu modelini kullanmaktayım. Marka olarak daha Türkiye pazarına girmedikleri zaman distribütörler aracılığı ile satın almış ve kullanmaya başlamıştım. Bu yazıda altı ana başlık altında kısa ve öz olarak telefon hakkında ki düşüncelerimi sizlerle paylaşacağım. Performans Uygulamalarda aldığım performans fazlası ile tatmin edici. Şöyle diyeyim, PUBG dışında bu güne kadar oynadığım hiçbir oyunda takılma donma çökme düşük FPS sorunu ile karşılaşmadım. Zaten PUBG'nin mobil versiyonu içinde gerçekten üst sekmen telefonlar lazım. Telefon PUBG'de rezalet diyebilirim, oyun hiç donmadı ve ya kapanmadı ama akıcı bir oyun tecrübesi yaşatmıyor. olurda alacak olursanız ve bu oyunu oynamayı düşünüyorsanız yanaşmayın. Bu oyun için yeterince güçlü değil. Batarya 3000mah batarya var telefonda. Bu gün hala ilk gün ki gücünü korumasa da günlük kullanım için yeterli. Eğer telefon elinizden düşmüyorsa sosyal medyada çok takılıyor, çok video izliyors...

Just Cause 3 İnceleme

Şu sıralar oynarken bir anda sıkılıp sıkılıp kapattığım, sürekli aynı şeyleri yaptıran ve tek zorluğu düşman sayısını arttırmak olan, yeteneklerinizi geliştirmek için sizi sıkıcı yan görevlere iten bir oyundan bahsedeceğim. Just Cause 3 açık dünya aksiyon macera oyunlarında önemli bir yere sahip bu yadsınamaz. Fakat bu oyunun "iyi" bir oyun olduğunun da delalati değil. Saatlerce aynı şeyi yapmaktan sıkılmayan insanlar için biçilmiş bir kaftan. Hep sağı solu patlatıp paraşüt vs. ile uçmak ve helikopter, tank araba vs. sürmekten zevk alıyorsanız bu oyun size göre. Fakat böyle bir oyun bana göre değil. O bir gerçek. Çünkü ben doğru dürüst bir hikayesi olmayan oyunun hiç değişmeyen mekanikleri üzerine saatlerimi gömemiyorum. Baygınlık geliyor. Hadi diyorum biraz daha görev yapayım vs. ama hiçbir farklılık yok. Tek yaptığınız birilerini korumak, konvoy korumak, konvoy öldürmek, patlatmak, biraz daha öldürmek. Hikaye desen ortada doğru dürüst bir hikaye bile yok. Saçma sapa...

Köprü

Fırat nehri üzerine kurulamayan, yılan hikayesine dönüşmüş bir köprüyü anlatan bu kitap basit bir roman değil. Öncelikle onu belirtmek isterim. Kendi içinde hem köprüyü, hem köprünün değdiği hayatları ve hemde köprünün bu güne kadar neden yapılamadığının sebeplerini çok güzel irdelemiş olması da ayrı bir güzel durum. Zamanında dizi olarak televizyona uyarlanan ve Ayşe Kulin tarafından yazılmış bu kitabı gelin biraz daha detaylı ele alalım. Ben diziyi izlemeyip kitabı okuduğum için kendimi biraz daha şanslı buluyorum. Ayrıca kitaba başladıktan sonra da dizinin ilk bölümünü merak edip izlediğim de bir gerçektir. İlk bölümü bile sonuna kadar izlemedim çünkü öğrendim ki bu kitaptan tam 65 bölümlük bir dizi çıkarmışlar. Dizi merkezine köprüyü alsa da senaristler sanırım ana kahramanlarımızdan biri olan Vali'nin ve köprünün etkilediği diğer hayatları da çok detaylı işlemişler. Buda eminim gerekli gereksiz bir çok mesele ortaya çıkarmıştır. Ben o yüzden diziyi bırakıp kitaba geri d...

Hayat Kurtaran Program - Revo Uninstaller

Yüklediğiniz programı kaldıramıyorsanız bu program tam sizlere göre dostlar. Revo Uninstaller adlı programın amacı kaldırılmayan o ibne programları son zerresine kadar silip ortadan kaldırmak. Türkçe ve oldukça basit arayüzü ile hızlı bir şekilde her şeyi silebiliyorsunuz. Denetim masasında bulunan Programlar ve Özellikler kısmından bile silmeyi bıraktım bu programdan sonra. Daha hızlı sildiği kesin bir gerçek. Programı buraya tıklayarak indireceğin adrese gidebilirsiniz. Kolay gelsin. Ürünün pro sürümü de bulunmakta tabi ama standart sürümü de yeterli. Benim için gayet yeterli oldu onuda belirtmekte fayda var. Crack vs. bir işlem gerekmiyor yani.